Gece saat 03.57. Arya'nın iç çekiş sesiyle uyanıyorum, kızım büyüyor. Gözlerine bakıyorum, dün gibi aklımda onun ilk elimi tutuşu, ilk ağlayışı...
"Derin nefes al, az kaldı yetişeceğiz!"
Arya'yı kucağıma 10 Temmuz'da almıştım. İlk göz ağrım, biricik kızım. Ağır geçen 38 haftanın sonunda nihayet doğum sancılarım başlamıştı. Hayat ortağım Erkan ve kız kardeşim Nil de en az benim kadar heyecanlı olacaklar ki benimle birlikte hızlı hızlı nefes alıp veriyorlardı. Arya'nın gelmesi de hamileliğim gibi zordu, 7 saat sürmüştü.
"Benimle evlenir misin?"
8 yıllık evliliğimiz boyunca 3 kez düşük yapmıştım. İkimizde de bir sorun yoktu ama hiçbir denememiz sonuca ulaşamıyordu. Sonra biri başarılı oldu, Arya dünyaya geldi,gülüşü süt mavisi...
Dünyamın başıma yıkıldığı o günde yaptığı gibi, elimi sıkıca tutuyor.
Uyu hadi diyorum, biraz zaman geçince eli gevşiyor. Ben de sessizce yatağa girip düşünmeye başlıyorum.
Cinsiyeti belli olduğu andan itibaren ismi, odası, kıyafetleri, oyuncakları kısacası her şeyi hazırdı. Onu kucağıma verdikleri gün dünyanın en mutlu ailesi bizdik.
Bütün ilk anlarını kameraya kaydediyor, albümler dolduruyor, anı defterleri tutuyorduk.
1.yaş gününden bir hafta sonra Arya'nın saçları dökülmeye, iyice zayıflamaya başladı. Doktor kontrolüne gittiğimizde acı gerçekle yüzleşmek zorunda kalmıştık.
İKİ BÖLÜMLÜK KISA HİKAYE, DEVAM EDECEK...
-Timito
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder